12 Mayıs 2009 Salı

Krizden çıkış yolu

Bir gazetenin internet sitesinde krizden çıkışın formülü fıkrada gizli başlık ile okumuş oldugum kısa hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.


Mevsim yaz, aylardan Ağustos...

Küçük bir tatil kasabası. Yaz sezonu ancak yağmur yağıyor ve kasaba bomboş. Kasabadaki herkesin çevresindekilere borcu var ve kredi ile yaşıyorlar.

Şans eseri otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 dolar bırakıyor. Ancak odayı beğenmezse parasını alıp gideceğini söylüyor ve yukarı çıkıyor.


Otel sahibi parayı alır almaz kasaba olan borcunu ödüyor

Kasap, 100 doları hemen kaparak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor

Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu kadına götürüyor.

Kadın parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor.

Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 dolarını geri alarak kasabayı terk ediyor.

Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor.

Ancak tüm kasaba borçlarından kurtuluyor ve geleceğe ümitle bakıyor… "

Hani sürekli duyduğumuz bir söz vardır ya "ekonomide çarklar dönmüyor" diye, işin aslında çarkları döndürmek bu kadar kolay olabiliyor.
Bir fıkra olarak lanse edilmiş olsa da, bu hikaye gerçek hayatta da krizden çıkış yollarının en temek yolunu anlatıyor.

22 Şubat 2009 Pazar

merkez bankasının faiz indirme kararı ve olası etkileri

gelismekte olan ve gelismelerini finanse edebilmek icin sıcak paraya ihtiyacı olan ülkeler, para politikası olarak yüksek reel faiz uygulamasını benimseyebilirler. bu politikayı uygulayan ülkeler, gerekli dövizi ülkelerinde tutmak için özellikle gelişmiş ülkelerdeki reel faiz oranlarından daha yüksek getirileri vaat etmek zorundadırlar.
Yüksek reel faiz, aynı zamanda yüksek risk manasına da gelebilmektedir. (finansın temel kurallarından biri olan risk ile getirinin doğrusal orantısı). Döviz ülkeye girdikten sonra yerli para birimine cevrilip yatırım yapıldıgı içim, sıcak paranın üstündeki en yüksek risklerden birisi hızlı deger kaybedebılcek olan yerli para birimidir. bu durumda yabancı yatırımcı döviz bazındaki yatırımında kayıplar yaşamaktadır.
Güncel durumda ise özellikle doğu avrupa'dan gelen kötü bilançolar akabininde artan panik ile ülkemiz piyasasından önemli bir miktar döviz çıkışı olmus ve TL yabancı para birimleri karşısında ani değer kaybına uğramıstır. Böyle bir ortamda, tek dayanagı dünyadaki "sıfır"a yaklasan reel faizler karsısında bir miktar reel faiz sunmak olan TL piyasası, faizlerin beklenenden yüksek olarak düşürülmesi ile bir miktar daha güç kaybetmiş, panik havasıyla birlikte dolar karsısında %5 lere varan düşüşler yaşamıştır.
Gelişmiş ülkeler faizleri sıfır düzeylerine düşürmüş iken, TL faizini varolan düzeyde tutmak fazladan faiz yükü altına girmektir. Ancak beklenenden daha fazla açıklanan faiz indiriminin daha sakin bir piyasa ortamında verilmis olması ve mevcut panik havası ile birlestirilmemesi ülkemiz lehine dengeleri daha pozitif etkileyebilecegi söylenebilir.

26 Kasım 2008 Çarşamba

papaz kimde?

birçok kişi papaz kimde isimli oyunu biliyordur diye tahmin ediyorum. bilmeyenler için de hatırlatayım; bir deste kağıttan 3 adet papaz çıkartılarak tüm kağıtlar oyunculara dağıtılır, oyuncular ellerindeki çift olan kağıtları yere atar, sıradaki oyuncudan bir kağıt çeker ve elinde çift kağıt olur ise tekrar yere atar. bu kural tekrarlarnır ve en son elde papaz elinde kalan oyuncu oyunu kaybeder. oyun boyunca da papaz'ın kimde olduğu belli olmadığı için her kart çeken ona rastlamamak için tedirgin olur, papazı elinde tutan ise sıradaki oyuncunun papazı ondan çekmesini umut eder. dediğim gibi oyunun sonunda papaz elinde kalan oyuncu kaybeder.

şimdi soruyorsunuz papaz kimde oyununun finans bloguyla ne alakası var diye! Aslında içinde bulunduğumuz krizden neden çıkamadığımızın, neden aylardır kriz haberlerinin manşetleri süslediğinin bir özeti bu oyun.

Mortgage kredilerini ve türev yatırım araçlarını satın alıp, bir miktar kâr elde edip sonra başka yatırımcılara satan yatırımcılar riskin kendilerinden çıktığını; kazanclarını elde edip bu riskli yatırım araclarını satarak çok iyi birşey yaptıklarını düşündüler. hatta bu oyun o kadar hoşlarına gitti ve o kadar güzel kazançlar elde edildi ki, daha çok yatırım araçları turettiler, mortgage kredilerinin anapara gelirini başkasına, faiz gelirini başkasına sattılar, bu da yetmedi mali tablolarında dahi göstermedikleri SIV (structured investment vehicles) daha çok alıp satmaya, sattıktan sonra da riski üzerlerinden attıklarına inandılar.

Ancak piyasanın farkedemediği birşey vardı, papaz hala oyundaydı ve kimde olduğu belli değildi.
bu nedenle kriz adı telaffuz edilmeye baslandıktan sonra yatırımcılar ve bankalar riskli yatırımcıların ve şirketlerin kimler olduğunu belirleyemedi ve sağlam bankalar da riskli yatırımcılar da piyasadan para bulamadı, çünkü papaz onlarda da olabilirdi... ve bu kağıdı en son çeken oyunu (yatırımını) kaybedecekti...

21 Nisan 2008 Pazartesi

durgunluk

merhabalar

hepimizin bildigi ve birçoğumuzun yakindan takip ettigi gibi gectigimiz birkac ay icinde dünya ve Türkiye ekonomisi büyük dalgalanmalar yaşadı. Ülkemizde dolar/YTL paritesi 1.30, Euro/YTL paritesi 2.00'lı değerlerin üzerine cıktı ve borsamızda tarihi düşüşler yaşandı.

Ancak her önemli olayın kaderi olan unutulma olgusu bu dalgalanma için de gerçekleşti ve artık gazetelerin ekonomi köşelerinde dahi bu dalgalanmalarla ilgili haberleri-gelişmeleri bulmak zorlaştı.

Örneğin, geçtiğimiz günlerde, kredi derecelendirme kuruluşu Standart & Poor'sun ülkemizi dünyanın dalgalanmalar karşısında en kırılgan 5. ülkesi olarak açıklaması, dalgalanmalar karşısında ne kadar zayıf olduğumuzu ispatlar nitelikte.

Bir üniversite öğrencisi olarak tavsiyem yakın geçmişimizi unutmayalım ve poziyonlarımızı ona göre alalım, adımlarımızı sağlam atalım...

3 Nisan 2008 Perşembe

Ekonomide neler oluyor

Merhaba sevgili tasarruf sahipleri

Yıllık İktisadi Yönetimde Güncel Konular Konferansı'nda edindigim ilk izlenimleri sizlere aktarmak istiyorum. Nobel ödüllü ekonomistlerin, bakanların, merkez bankası başkanlarının katıldığı bu önemli kongrede genel görüş ABD ekonomisinin tarihte hiç görülmemiş şekilde zayıf durumda olduğu ve ABD'nin 1929 daki büyük buhrandan dahi büyük bir krize sürüklendiği yönünde gerçekleşti.

Krizdeki derinliğin ikincil piyasalarla beraber çok büyüdüğü ve aslında tahmin edilenden çok daha fazla yatırımcının bu krizden etkilendiği ise bir başka gerçek.

Umarız önümüzdeki dönemde bu görüşler gerçekleşmez ve dünya küresel bir ekonomik darboğaza sürüklenmez.

21 Mart 2008 Cuma

merhaba sevgili yatırımcılar

pazartesi günü yaşadığımız ve borsamızın değerinin milyarlarca dolar eridiği kısa süreli kriz ortamının ardından, bir miktar toparlanan piyasamızla birlikte hafta sonunu görmüş olduk.

geçtiğimiz hafta bize birçok dersler verdi, birçok şeyler gösterdi.

bence bunların en önemlisi yabancı yatırımcının ülkemiz piyasasından elini kolunu sallayarak çıkamayacak olmasıdır. yabancı yatırımcı sahip olduğu hisseleri satıp, YTL pozisyonlarını dolara çevirince, dolar ani bir yükseliş gösteriyor ve ertesinde yabancının borsadan çıkışını engelleyici bir bariyer oluşturuyor.

Örneğin, 100 YTL değerinde hisse satan yabancı bunun karşılığında yaklaşık 80 dolar alarak ülkeden çıkıyor. ancak bunun sonucunda dolar yükseliyor ve daha onra 100 YTL değerinde hisse satan bir başka yabancı yatırımcı, parasını dolara çevirdiğinde 75 dolar alabiliyor, yani hem borsanın düşmesinden hem de YTL nin değer kaybetmesinden dolayı yatırımlarındaki kar azalıyor. bu nedenle kişisel tahminim borsada ve YTL/Dolar paritesinde kısa vadede buyuk değişimler yaşanmayacağı yönündedir.

bol kazançlı günler dilerim

18 Mart 2008 Salı

Kara pazartesinin ardından

Merhabalar,

Dün yaptığım tahminler beklediğimden bir gün erken de olsa gerçekleşti. Dolar ve Euro, YTL karşısında cuma günkü değerlerine yaklaşırken, borsa da dünkü kaybını yarı yarıya kapatmış durumda. tabiki tüm bunların gerçekleştirmesinde Amerikan Merkez Bankası FED in yaptığı 0.75 puanlık faiz indiriminin yarattığı olumlu hava da etkili. faiz indirimleri insanların harcama alışkanlıklarında şok değişiklikler yaratmasa da orta vadede tüketimi arttıracağı ve ekonominin bahsedilen durgunluktan çıkmasına yardımcı olacağını düşünmekteyim.

bunların yanında bir diğer düşüncem de Avrupa merkez bankasının artık faiz indirimlerine başlaması gerektiğidir. ABD deki faiz indirimleri, global piyasada, doların euro karşısındaki değer kaybına neden olduğundan, Avrupanın rekabet gücü değerli Euro karşısında çok gerilemiş durumda. Kısa vadede avrupa merkez bankası da faiz indirimlerine gitmeli ve kur farkında kaynaklanan rekabet gücü kaybını Avrupa ekonomisine geri kazandırmalıdır.